Nisan 2025
5 dakikalık okuma
Cilt, Duygu ve Tatlı Badem Yağı
Cildimiz, yaklaşık iki metrekare yüzey alanı ve 3 ilâ 10 kg arasındaki ağırlığıyla yetişkin bir bireydeki en büyük organdır. Henüz gördüklerimizi, duyduklarımızı yorumlayamadığımız hayatın çok erken evrelerinde bize yol gösterir. Bünyesindeki ağrı, dokunma, basınç ve sıcaklık algılayan sinir uçları sayesinde dünyayla ilişkimizi ilk onun aracılığıyla kurarız.
Aklımız kemale erdikçe, diğer duyu organlarımızla daha sık konuşuyoruz gibi görünse de karanlıkta kalınca duvarlara dokunarak, duygusal olarak karasızlık yaşayınca karşımızdakinin dokunuşlarını yorumlayarak, yolumuzu bulmaya çalışırız.
Aynada cildimize bakarız, hiçbir organımız bizi bu kadar görsel olarak temsil etmez. Dokunma hissini yansıtmayı deneyen birçok sanat çalışması arasında Abdellatif Kechiche’in 2013 yapımı Mavi En Sıcak Renktir (La vie d’Adèle) filmini hatırlayanlarınız olabilir. Dokuma duyusunu ve etkilerini tüm açıklığıyla gözler önüne seren muhteşem bir baş yapıttır.
Diğer yandan da benin sınırı olan cildimiz, bizi dış etkilerden korur, zararlı güneş ışıklarını engeller. Mücadelesinin sonucu yıllar içerisinde yaşımızı da belli eden izleri taşımasıdır. İşte bu özelliği nedeniyle ergenlikten itibaren artan bir şekilde egomuzun ilgisine bazen estetik, bazen sağlık gerekçeleriyle mahzar olur. Cildimizin sağlıklı olmasından memnuniyet duyar, kendimizi iyi hissederiz.
Keyfimiz yerinde olduğunda, etrafımızdaki güzellikler de görümüze daha çok çarpar, şarkılara, şiirlere yansır. Ne dersiniz, o güzellikler arasında badem ağacının da olması bir tesadüf mü?
Badem, Türk şiirinde bazen baharın gelişini müjdeler, bazen güzelin gözleri olur. Orhan Veli Kanık’ın neredeyse her bahar içine düştüğü durumu “Derdim Başka” eserinde nasıl dizelere döktüğünü hatırlayalım:
Sanma ki derdim güneşten ötürü;
Ne çıkar bahar geldiyse?
Bademler çiçek açtıysa?
Ucunda ölüm yok ya.
Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten
Güneşle gelecek ölümden
Ben ki her nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha aşığım;
Korkar mıyım?
Ah, dostum, derdim başka...
Orhan Veli Kanık

Badem (Prunus amygdalus dulcis), gülgiller (Rosaceae) familyasından, genellikle 4-10 metre boyunda, yaprak döken oldukça kıymetli bir meyve ağacıdır. Anavatanı Orta Doğu ve Güney Asya olan badem, ılıman iklimlerde yetişir ve tarımı özellikle Akdeniz bölgesi, Kaliforniya ve İran gibi yerlerde yoğun olarak yapılır. İlkbaharda açan beyaz veya açık pembe çiçekleriyle bulunduğu ortamın şeklini değiştiren badem ağacının meyvesinin dış kabuğu sert ve çatlaklı olur. İç kısmında yenilebilen badem çekirdeği bulunur. Hem tatlı hem de acı çeşitleriyle bilinir.
Badem ağacı, besin değeri yüksek olan bademleri nedeniyle ekonomik ve kültürel açıdan büyük öneme sahiptir. Tatlı badem, zengin E vitamini, sağlıklı yağ asitleri, protein ve antioksidanlar içerir; Bu yüzden hem beslenmede hem de kozmetik ve sağlık ürünlerinde yaygın olarak tercih edilir. Tatlı badem yağı ise cilt bakımında nemlendirici ve yatıştırıcı özellikleriyle kullanılır.
Bu değerli özellikleriyle önemi hemen göze çarpan badem, kendini ekonomideki yeri açısından da belli eder. Dünyadaki toplam badem üretiminin %77’sini gerçekleştiren ABD, 3,4 milyar dolarlık ihracat hacmiyle ilk sırada yer alır. ABD’yi İspanya ve Avustralya takip eder. Türkiye %2’lik üretim payıyla ise beşinci sıradadır.

Tatlı badem yağı, yüzyıllardır hem geleneksel tıpta hem de başta saç bakım ürünleri olmak üzere birçok kozmetik uygulamada sıklıkla kullanılmaya devam ediyor. Yazımızda bu çok yönlü değerli yağın cilt üzerindeki etkilerine odaklanmak istedik.
2015 yılında 13 Avrupa ülkesinde 5.067 kişiyle yapılan bir çalışmada (1), dermatolojik tanıları kullanarak depresyon, anksiyete ve intihar düşüncesi arasındaki ilişki araştırıldı. Cilt hastalıkları bulunan hastalarla, sağlıklı kontrol grupları arasındaki farklar standart sapmanın ötesindeydi. Cilt hastalığı bulunan kişilerde klinik depresyon %10,1 (kontrol grubunda %4,3), anksiyete bozukluğu %17,2 (kontrol grubunda %11,1) ve intihar düşüncesi %12,7 (kontrol grubunda %8,3) tespit edildi. Bulgulara göre, cilt sağlığınız bir oranda duygusal durumunuzu etkiliyor, ya da ondan etkileniyordu. 2030 yılında depresyonun dünyanın en yaygın ikinci rahatsızlığı olacağı öngörüsü (2) düşünüldüğünde, Avrupa klinik hizmetler sektörü gelecek planlaması için oldukça önemli bulgular olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Soğuk sıkım tatlı badem yağının cilt sağlığına olan etkileri uzun zamandır biliniyor ve araştırma konusu oluyor. 1976’da kozmetik endüstrisine hizmet vermek için kurulan Washington merkezli Cosmetic Ingredient Review şirketi tatlı badem yağının cilt üzerindeki etkilerine ilişkin ilk raporunu 1983’te yayımladı. Sonuç bölümünde badem yağının kozmetik ürünlerinde kullanılmasının olumsuz bir etkiye neden olmayacağı belirtiliyordu (3).
Bu çalışmadan sonra tatlı badem yağının cilt üzerindeki olumlu etkileri bilimsel çalışmalarla açığa çıkarılmaya devam etti. Yeni Delhi’deki Hamdard Üniversitesinde fareler üzerinde yapılan bir çalışmada (4) badem yağının cilt üzerinde foto-koruyucu etkileri olduğu sonucuna varıldı.
Tatlı badem yağının gebelik çatlakları üzerindeki etkisi üzerine 2017’de, 20 ila 35 yaşlarındaki hamile kadınların dahil olduğu bir incelemede (5) tatlı badem yağı içeren kremlerinin karın bölgesinde çatlak oluşmasını ve genişlemesini önleyebileceği sonucuna ulaşıldı. Çalışmanın sonuç bölümünde elde edilen bulguların deneklerin yaşına göre farklılık göstermediği bilgisi de yer alıyordu.
Uyarı: Goya Botanicals Birikim vasıtasıyla bitkisel ürünlere ilişkin paylaştığımız bilgiler, bu ürünlerin biyokimyasal etkilerini inceleyen bilimsel araştırmalardan oluşur herhangi bir rahatsızlığın tedavisine yönelik sağlık tavsiyeleri değildir. Bu araştırmaların sonucunda elde edilen bulgular, bitkisel ürünlerin nasıl kullanılacağına dair bir yönlendirme içermemektedir. Lütfen, sağlığınızı korumanın en doğru yönteminin Hipokrat’ın izindeki sağlık profesyonelleri olduğunu unutmayınız.
Referanslar
-
Dalgard, F. J., Gieler, U., Tomas-Aragones, L., Lien, L., Poot, F., Jemec, G. B. E., Misery, L., Szabo, C., Linder, D., Sampogna, F., Evers, A. W. M., Halvorsen, J. A., Balieva, F., Szepietowski, J., & Romanov, D. (2015). The psychological burden of skin diseases: A cross-sectional multicenter study among dermatological out-patients in 13 European countries. Journal of Investigative Dermatology, 135(4), 984–991.
-
Mathers, C. D., & Loncar, D. (2006). Projections of global mortality and burden of disease from 2002 to 2030. PLOS Medicine, 3(11), e442.
-
Burnett, C. L., Bergfeld, W. F., Belsito, D. V., Cohen, D. E., Klaassen, C. D., Rettie, A. E., Ross, D., Slaga, T. J., Snyder, P. W., Tilton, S., Fiume, M., & Heldreth, B. (2023). Safety assessment of Prunus Amygdalus Dulcis (Sweet Almond) Seed Meal as used in cosmetics. International Journal of Toxicology, 42(3_suppl), 93S–95S.
-
Sultana, Y., Kohli, K., Athar, M., Khar, R. K., & Aqil, M. (2007). Effect of pre-treatment of almond oil on ultraviolet B-induced cutaneous photoaging in mice. Journal of Cosmetic Dermatology, 6(1), 14–19.
-
Hajhashemi, M., Rafieian, M., Rouhi Boroujeni, H. A., Miraj, S., Memarian, S., Keivani, A., & Haghollahi, F. (2018). The effect of Aloe vera gel and sweet almond oil on striae gravidarum in nulliparous women. The Journal of Maternal-Fetal & Neonatal Medicine, 31(13), 1703–1708.